×
Îro dîsa li ser gorra te bûm !
admin
Îro dîsa li ser gorra te bûm !
Zinarê Xamo Salek dîsa pir zû derbas bû ! Aslan, sal dîsa zû derbas bû, me hew dît 9ê adarê hat jî. Ez û Hêvî îro dîsa bûn mîvanê te. Tu rastiyê dixwazî min ji bîr kiribû. Lê do ne pêr, nizanim çawa bû, wek heft kes ji min ra bibêjin, ”ma qe...
Hejmara şirova (0)   Lê nerin (1551)


Li himberî êrîşên dagirkeran em hêza xwe bikin yek
admin
Li himberî êrîşên dagirkeran em hêza xwe bikin yek
Welatê me Kurdistan ji derveyî îradeya gelê me bi çar perçeyan ve hatîye perçe kirin. Eve nêzîkî sed salîye ku Tirkîye, Îran, Iraq û Sûrîye , di meseleya  Kurdistanê de hemû pirs û pirsgirêkên di navbera xwe de datînin alîyekî û bi hevdu re pla...
Hejmara şirova (0)   Lê nerin (2009)


Radio Ashti
admin
Radio Ashti
Sipasdarê birayê Haci KardoxiAştî û Radio Ashtî me, sipasdarê dost û hevalên ku bi sebir 4 saetan li me guhdarî kirin û em bi tenê nehiştin im. Mixabin derfet nebû ku bersîvên temama pirsan bidim. Em di têkoşîna rizgarîya neteweyî de bi hev re n...
Hejmara şirova (0)   Lê nerin (2941)


19 sal zû derbas bûn
Zinare Xamo
Sal zû derbas dibin, min hew dît salek din jî derbas bû û wa ye dîsa 9ê nîsanê hat. Erê pismamo, 19 sal di ser wefata te ra derbas bûn. Îro dîsa ez û Hêvî bûn mîvanên te. Lê vê carê em ne bi tenê bûn, Mumtaz Aydin Roza Kurdî, Erdal Kurdman, ez û Hêvî...
Hejmara şirova (0)   Lê nerin (2190)


Xwezî gorr bihata zimên
Zinare Xamo
Xwezî gorr bihata zimên
Aslan, sal zû derbas dibin, me tew nedît 18 sal çawa derbas bû. Îro ez û Hêvî dîsa bûn mîvanê te. Li ber serê te me bi hesreteke kûr û bi xemgîniyeke mezin rojên borî yad kirin. Me bîstekê qala te kir. Hêvîyê got, qey qismet û nesîbê te ev ax, ev gor...
Hejmara şirova (0)   Lê nerin (2750)


Dewleta Tirkîyê, li sê parçeyê Kurdistanê şerekî tûnd û dagirkerane dimeşîne.
Fuad Onen
Dewleta Tirkîyê, li sê parçeyê Kurdistanê şerekî tûnd û dagirkerane dimeşîne.
Dewleta Tirkîyê, li sê parçeyê Kurdistanê şerekî tûnd û dagirkerane dimeşîne.Dewleta Tirkîyê, li sê parçeyê Kurdistanê şerekî tûnd û dagirkerane dimeşîne. Li gorî rayedarên Sîstema Serwerîya Tirk, ev şer ji bo wan mijara bekayê (mayin-nemayinê) ye. H...
Hejmara şirova (0)   Lê nerin (2897)


Me îro silavek da gorra hevalekî pir ezîz !
Zinare Xamo
  Mehmet Aslan Kaya 17 sal berê di rojeke wiha da di 51 saliya xwe da ji nişka ve, bêyî ku kesî nerehet bike, bêyî ku haya kesî pê xe wek çirayekê vemirî û çû gerdûneke din. Mirina wî ne malbata wî tenê, bi sedan, bi hezaran kesên ev kurdê fed...
Hejmara şirova (0)   Lê nerin (2795)


Mirinê pir zû tu ji nav me bir lê navê te nemir e
Zinare Xamo
Mirinê pir zû tu ji nav me bir lê navê te nemir e
Min got pismam sal zû dibuhirin, 16 sal derbas bûn. Hemû dost û hevalên te, zarokên te dersa matamatîkê dida wan, xortên te alîkariya wan dikirin hemû mezin bûne û di civata Swêd da hatine der û meqamên muhîm, ji bo gelê xwe xebatên pir baş dikin. &n...
Hejmara şirova (0)   Lê nerin (4419)


Xusûsîyetên Rojhilata Nêzîk
Fuad Onen
Xusûsîyetên Rojhilata Nêzîk
Di sîyeseta Kurdistanê de du problemên esasî hene. Yek jê, taleba desthilatîya navendî lawaz e, taleba jêr desthelatîye, bi tirkî ”alt îktîdar” ew taleb xurt e. Lê taleba desthelatîyên navendî lawaz e. Sedemek ji, ku sernîvîsa vê panelê j...
Hejmara şirova (0)   Lê nerin (4503)


Serxwebûna Kurdistanê
Fuad Onen
Serxwebûna Kurdistanê
Sîyeseta partî, rêxîstin,saziyên bakurê Kurdistanê dev ji hedefa serixwebûnê berda ye. Ji delva hedefênserxwebûnê, otonomî, federalî an demokrasî te parastin. Di vir de anormalîyekheye. Yanî îro ji her demê betir taleba serxwebûn û yekîtîya Kurdistan...
Hejmara şirova (0)   Lê nerin (4981)


Page 1 of 6First   Previous   [1]  2  3  4  5  6  Next   Last   
19

İran gösterileri kontrol altına alınmazsa daha ağır katliamlar yapabileceği sinyalli toplu idam tehdidiyle ilan etti. Tabii bu da çok tehlikeli bir şey. Arzu ederseniz çok kısa bir şekilde bunu buna da değinin. AKP heyeti HDP'yi ziyaret etti. Siz bunu nasıl değerlendiriyorsunuz?
 
-Şimdi Doğu Kürdistan için kısa bir şey daha söyleyeyim, sorunun üzerine. Birincisi, Doğu Kürdistanlı siyasal partiler, bir an önce ortak stratejik hedefler üzerinden bir direniş cephesi, bir siyasal birlik oluşturmalıdırlar

İkincisi, Lenin'in sözüdür: “Ayaklanmayla oynanmaz.” der. Doğu Kürdistan'ın siyasi partilerin de ayaklanmayla oynamamaları gerekir.

Bunun silahlı bir başkaldırıya dönüşmesi için uygun koşulların ve siyasal partililerimizin yığınlar içindeki örgütlülüğünce belirlenir. Hem dış koşullar, hem İran devletinin
manevra kabiliyeti, hem de bizim kendi gücümüzle alakalıdır. Şimdiye kadar sürdürdükleri politika bence makul bir politikadır

Yani silahlı direniş çağrısı yapmadan ama zaman zaman partilere bağlı silahlı güçlerin de halk arasına karıştığını duyuyor, biliyoruz. Bu tempoda sürdürmeleri lazım ve ayaklanmayla asla oynamamaları lazım. O anı, bir mühendis hassasiyetiyle tartmaları gerektiğini düşünüyorum. 

Kuzeye gelirsek; birincisi, Türkiye'de Kürdistan politikası partilerin politikası değildir. Türkiye'de hiçbir partinin, bu egemen siyasal partilerden söz ediyorum. Devletten bağımsız bir Kürt, Kürdistan programı yoktur

Türkiye'de bu meselelere devlet bakar. Milli Güvenlik Kurulu karar verir ve bütün siyasal partileri de o kararlar çerçevesinde hizaya gelirler.

Milli Güvenlik Kurulu kaldı mı? Hepsi Erdoğan oldu artık hocam.

-Yok öyle değil. Hepsi Erdoğan değil. Yani şu anda, üçlü bir iktidar bloku var. Bu üçlü iktidar blokunun başını çeken Erdoğan'dır. Yanında MHP var. Ve görünmeyen kesimi de klasik devlet güçleridir. Yani darbe teşebbüsü, ne tür bir darbeydi o da hala tartışılır. Ondan sonra; yani, 2013-2014 ten başlayarak, iktidar bloku değişti Türkiye'de. Eskiden Cemaat-AKP, ABD ve Batılılar tarafından oluşturulan üçlü bir iktidar bloku vardı. Ve bu klasik devlet güçlerini tasfiye etmek, zayıflatmak üzere programlanmıştı. İşte hatırlayın; Ay ışığı, Balyoz, Ergenekon vesaire davalarını. Ondan sonra, bu iktidar bloku, kendi içinde çatırdayınca, onun da başlangıcı bence, Mısır'daki Sisi darbesidir. Neyse onun ayrıntılarına girmeyelim. Giderek yeni bir iktidar bloku oluştu. Bu da üçayaklıdır; MHP-Klasik Devlet Güçleri ve AKP diye sıralayabiliriz. Bunun dış politikada dünyada hangi denkleme oturacağı da kendi içlerinde de tartışmalıdır. Böyle bir blok var. 

Ama iktidar bloku, nasıl değişirse değişsin, nasıl ki 2005 ten sonra, AKP'nin dile getirdiği açılım, demokrasi vesaire bir devlet programı idiyse, 2016’dan bu yana da sürdürülen program yine bir devlet programıdır.

Bu nedenle Devlet Bahçeli'nin, AKP'nin HDP'ye ziyaretini eleştirmesini bekleyenler yanıldılar, fena halde yanıldılar. Çünkü MHP, devletin milli güvenlik kurulunun, devletin klasik güçlerinin söylediği program üzerinden hareket eder. Oradan benim anladığım kadarıyla, devlet diyor ki işte, 2015 ten bu yana çok sert saldırdık, Kürdistan'da Kürt kitleleri içinde devletten bir uzaklaşma var. Buna bir son verelim. Yeni açılımlar yapalım. Milli Güvenlik Kurulu'nda böyle tartışmalardan sonra, bu hareketler başladı diye düşünüyorum.

Yani bu AKP'nin sadece seçim hesabıyla yaptığı bir iş değildir. Bakın bir örnek vereyim. Geçenlerde Recep Tayyip Erdoğan dedi ki işte; “PKK'liler beş, on, on beş tane çocuk yapıyorlar. Siz de çalışın, siz de çok çocuk yapın.” dedi. Aslında orada onun söylediği PKK'lılar değil. Kürtlerdir. 1996 da Milli Güvenlik Kurulu'nda bu mesele tartışılmıştır ve Milli Güvenlik Kurulu'nda genelkurmaydan gelen rapor diyor ki; “2025 te Türkiye'de Kürtlerin nüfusu, Türklerin nüfusu kadar ya da Kürt olmayanların nüfusu kadar olacaktır.” diyor. 2040’ta ise, Kürtlerin nüfusu, diğerlerin nüfusunu geçecektir. Buna karşı tetikte olmamız gerekir diyor. Genelkurmayı Milli Güvenlik Kurulu'na sunduğu ve Erbakan'dan imzalamasını istedikleri bir rapordur, sözünü ettiğim rapor. Muhtemelen bir önceki Milli Güvenlik Kurulu'nda bu mesele yeniden tartışılmıştır. Erdoğan, Milli Güvenlik Kurulu'ndaki bu tartışmalar arkasında olduğu için, beyninde o tartışmalar olduğu için, bunu bir tür ifade etmeye çalışmış, fırsat bulmuşken işte PKK'lilerin beş, on, on beş tane çocuğu oluyor diye dile getirmiştir.

Söylemeye çalıştığım, Türk devletinin yani Türk siyasetinin, Kürdistan politikası, devlet politikasıdır ve egemen siyasal partililerin hepsi de o devlet politikası konusunda hemfikirdirler. Bu son hareketleri de devam edecek olan bir sürecin başlangıcı olarak görüyorum. Esas korkuları da budur. Hatta bunun Doğu Kürdistan'daki raperinle de ilişkisi olabilir.

Yani bakın Doğu Kürdistan'da da ciddi bir Kürt hareketi gelişiyor. Bu Kuzey Kürdistan'ı da etkileyebilir. Biz de yedi yıldır hepsini tutuklayıp, öldürmeye çalıştık. Bunları düşman, bütün Kürtleri terörist ilan ettik. Bu terse dönebilir, devletimize zarar verebilir diye düşünmüşler. Bu düşüncenin adımları olarak okumak lazım. Nitekim dün galiba Mehmet Metiner'in başında olduğu bir dernek, Kürt sorunuyla ilgili bir toplantı düzenlemiş. Mehmet Metiner işte; “Kürt Türk dostluğunu, birliğini nasıl sağlamalıyız? Bunun için atmamız gereken adımlar nedir?” diye bir toplantı düzenlenmiş. Buna HÜDAPAR katılmış. Dikkat edin bu tarafta da bu yeni açılım ya da devletin yeni atacağı adımların, muhatapları da görülmeye başladı. 

Demek ki bu sefer böyle bir şey yaparlarsa, bunu PKK üzerinden değil diyelim ki HÜDAPAR üzerinden yapabilirler. Ya da bu işe teşne bazı Kürt örgütleri var. Onlar üzerinden de yapabilirler. Bunu bu planda ele almamız lazım. Yani bu bir devlet politikasıdır ve Devlet Bahçeli bunun devlet politikası olduğunu bildiği için de bunu desteklemiştir.

Diyarbakır'da İslami eksenli yapılan o konferans da biraz bu yönlü bir hazırlıktır. Yani Metinerlerin falan…

-Evet onu söylemeye çalışıyorum. Bunların hepsi birbirine bağlıdır ve bir nedeni de bana kalırsa Kürdistan'ın doğusundaki raperinlerdir. 

Şimdi diğer tarafa gelirsek, ortada iki tane ittifak var. Cumhur İttifakı ve Millet İttifakı denilen. Bu iki ittifakın Kürdistan meselesi bakımından, birbirinden hiçbir farkı yoktur. Yani Cumhur İttifakı'nda AKP var, Millet İttifakı'nda AKP benzeri üç parti var. Deva Partisi, Gelecek Partisi, Saadet Partisi var; Cumhur İttifakı'nda MHP var. Millet İttifakı'nda İYİ Parti var. Bunların mezhepleri de meşrepleri de esas itibarıyla aynıdır. Aynı kökten geliyorlar. Ortada bir CHP var. Hem bu devletin kurucusu, hem bu devletin çocuğudur. Şimdi Kürdistanlıların bunlara; -yani bunlar arasındaki itişip kalkışmalara- mesafeli durmaları lazım. Şimdi bu iki ittifak da iki yıldır, kendi aralarındaki tartışmayı HDP üzerinden yapıyorlar.

İki yıldır, AKP-Erdoğan işte, HDP teröristtir.  Altılı masanın yedinci, sekizinci ayağıdır diye propaganda yapıyor. E bugün İYİ Parti Başkanı, Erdoğan'ın bu silahını ona çevirdi, bu sefer: “Bakın siz gidip görüşüyorsunuz.” dediler. Şimdi aslında yapılması gereken, Kürdistanî siyasetin, Kürt partililerinin, Kürt çevrelerinin bu seçimlerden çekilmeleridir. Yani Türk tarafın, bir kendi haline bırakalım. Yani yetmiş yıldır, yetmiş iki yıldır Kürtler olarak, Kürt siyasileri, aydınları, Türk seçimlerine ilgi gösteriyoruz. CHP'ye karşı Demokrat Parti'yi, sonra Adalet Partisi'ne karşı CHP'yi, sonra ANAP'ı, sonrası SHP'yi, sonra AKP'yi destekledik. Yetmiş iki yılda anayasadaki bir tek maddeyi değiştiremedik. Şimdi eğer sen yetmiş iki yıl, bir tarzda siyaset yürütüyorsan ve hiç sonuç alamıyorsan, o zaman Einstein'ın ahmaklıkla ilgili sözünü hatırlaman lazım. Einstein diyor ki: “Sürekli aynı şeyi yapıp, farklı sonuç beklemek, ahmaklıktır.” Yetmiş iki yıldır bunu yaptık sonuç alamadık. Bunu değiştirelim. Şimdi Kürdistanlılar, bu seçim meydanından çekilirlerse, Türkler kendi aralarında kapıştırırlar, tartışırlar. Ne halleri varsa görürler Ama hiç olmazsa bizim üzerimizden götürmezler mücadeleyi. 

Siyasi temsil meselesine geri dönersem, Hana Harrant'ın bir sözü var. Hana Harrant diyor ki; “Siz Yahudi olarak zulüm görüyorsanız, buna Yahudi olarak karşı çıkın. İnsan hakları savunucusu, demokrasi havarisi olarak karşı çıkmayın. Siz Yahudi olarak baskı görüyorsanız, bu baskıya Yahudi olarak cevap verin.” Şimdi biz, yani hiç olmazsa yani yüz yıllık cumhuriyet pratiği, Kürdistanlı ve Kürt milletinden olduğumuz için baskı altındayız, zulüm altındayız, on binlerce insan kaybı vermişiz. Milyonlarca insan göçertilmiş Kürdistan'dan. Bugün Türkiye'de sekiz on milyon Kürt var ve bunlar Kürt olduğu için Kürdistan'dan göçertilen Kürtleridir. Şimdi sen bu nedenle baskı görüyorsan, zulüm görüyorsan, sen de Kürt Kürdistanlı olarak buna cevap ver.

Şimdi HDP'nin yaptığı, Kürdistanlılara Kürt milletinden oldukları için yapılan zulme işte ben insan hakları savunucusuyum. Ben kadın hakları savunucusuyum. Ben demokrasi havarisiyim diye cevap vermeye çalışıyorlar Bu ne yapıyor? Bu buradaki mücadeleyi, yüz yıllık, yüz elli yıllık ulusal kurtuluş mücadelesini, Türkiye siyasetine entegre etme çabasıdır

Bundan vazgeçilmediği müddetçe, AKP'yle de dans edersin, MHP'yle de dans edersin, Ötekiyle de berikiyle de dans edersin. Çünkü sen kendin olarak, ilişki kurmuyorsun. Yani biz bunları söylediğimiz zaman işte bazı çevreliler, ya biz düşmanla da görüşürüz, diyorlar. Sen de demin söyledin. İşte konuşalım, barışçı bir ortam olsun falan dedin. Tamam konuşulsun. Konuşulmaya karşı değiliz. Eğer sen düşmanınla konuşuyorsan, ona düşman diyeceksin. O zaten sana düşman diyor. İki düşman olarak oturup tartışacaksın. Şimdi Türk siyasetiyle yapılan görüşmelerde böyle bir eksen yok Türk siyasetiyle yapılan görüşmelerin hepsinde bütün taraflar diyorlar ki; “işte biz Türkiye demokratik olsun istiyoruz, barış olsun istiyoruz.” 

Kürtlerin sürdürdüğü bir savaş yok. Ya özellikle son altı yıldır, PKK'nin Kuzey Kürdistan'da, Türkiye'de, Türk devletine karşı sürdürdüğü bir savaş yok ki.  Savaşı Kürdistan'ın üç parçasında sürdüren Türk devletidir. Sanki karşılıklı bir savaş varmış havası yaratılıp her iki tarafa da silah bırakın çağrısı yapmanın, bir manası yok. Böyle bir savaş yok ortalıkta yerde. Yani Batı Kürdistanlılar Türkiye'yle nerede savaşmışlar? Batı Kürdistan’ın yarısını işgal etti bu devlet. Güney Kürdistanlılar, Türk devletiyle nerede savaşmışlar? Türk devletinin Güney Kürdistan'da otuza yakın askeri yerleri var. Askeri yerleşkeleri var. Yüzlerce kilometrekarelik alanını da işgal etmişler. Kuzey Kürdistan'da da PKK'nin Türk devletine karşı verdiği bir savaş yok ki.

Türk devletinin Kürdistan'ın üç parçasında sürdürdüğü sert bir savaş var. Şimdi sen böyle bir saldırının altındaysan, buna Kürt milletinden ve Kürdistanlı olarak cevap vereceksin. Hayır, sen gidip onlarla oturup ya bu memlekette demokratikleştirelim ya da Selahattin Demirtaş'ın dediği gibi; “Bu vatan ortak vatanımız, bu devlet ortak devletimiz, demokratik cumhuriyet ortak hedefimiz.” dersen. Sen aslında kendine ihanet ediyorsun, kendi kişiliğinden vazgeçiyorsun. Başka bir kimlik, başka bir kişilikle görüşüyorsun onlarla. Herkes herkesle görüşür. Yani bugün Rusya'yla Ukrayna savaşıyorlar. Arka planda görüşüyorlar. Görüşün! Ama iki düşman olarak görüşürsün. Sen gidip ben de sizdenim, ben de Türkiye'nin demokrasi gücüyüm, diye görüşüyorsan, içerik olarak ulusal kurtuluşa, yüz yıldır verilen bedellere, ihanet ediyorsundur.

Posted in: tirki

Comments

There are currently no comments, be the first to post one!

Post Comment

Name (required)

Email (required)

Website

Netanyahu, HAMAS’ı Yok Etmek, Gazze’yi, İnsansızlaştırmak İstiyor.

Netanyahu, HAMAS’ı Yok Etmek, Gazze’yi, İnsansızlaştırmak İstiyor.
Bağımsız Birleşik Kürdistan’da, Kürdistan coğrafyası, bütün Ermenilere açık olmalıdır. Ve bunlar, belli bir yerde, çoğunluk oluşturup özerklik talebinde bulunurlarsa, haklarıdır. Kürdistan devleti, buna karşı çıkmaz. Çünkü biz bu toprakların ka...
Hejmara şirova (0)   Lê nerin (464)


Sungur Savran’ın “Devrimi” ve T.C. Hakikati

Sungur Savran’ın “Devrimi” ve T.C. Hakikati
1919-23 savaşı, etnik temizlik ve jenosidal hedefli ve pratikli bir savaştır. Bu nedenle devrimci değil, gerici bir harekettir. Komintern’in İkinci Kongresini referans alan komünistler, İttihatçı-Kemalist önderlikle savaşmalıydılar. 1918-23 ça...
Hejmara şirova (0)   Lê nerin (526)


TÜRK SİYASETİ, 1925 KÜRİSTAN BAŞKALDIRISINA NİYE SALDIRIYOR?
admin
TÜRK SİYASETİ, 1925 KÜRİSTAN BAŞKALDIRISINA NİYE SALDIRIYOR?
1926’da, İngiltere ile Türkiye niye anlaştılar? Bu aslında 1925 ayaklanmasından çıkardıkları sonuçtur. Türkiye şunu anladı: Yani Kuzeyde 1925 ayaklanması gibi bir ayaklanma varken, Güney Kürdistan zaten, İngilizlere-Osmanlılara karşı; işte...
Hejmara şirova (0)   Lê nerin (418)


KÜRDİSTAN DAVASINDA VE ÖLÜMLERİNDE, YAZGILARI BİRLEŞMİŞ, İKİ SİYASI LİDER.
admin
KÜRDİSTAN DAVASINDA VE ÖLÜMLERİNDE, YAZGILARI BİRLEŞMİŞ, İKİ SİYASI LİDER.
Saîd Elçî ve Sait Kırmızıtoprak, dünya görüşleri, yaşam tarzları, hatta bir ölçüde kültürleri farklı olmasına rağmen, Kürtlük ve Kürdistan davasında yazgıları birleşmiş iki kadrodur. İki Kürdistan yurtseveridir. Bunların yazgılarının ilk birleştiği y...
Hejmara şirova (0)   Lê nerin (431)


BU SAVAŞ, KÜRDİSTAN’I NASIL ETKİLEYECEK?
admin
BU SAVAŞ, KÜRDİSTAN’I NASIL ETKİLEYECEK?
ABD, Türkiye'yi de gözden çıkarmış değil. Ancak ABD, Türkiye'yi kendi emperyal planlarının bir parçası haline dönüştürmek isteyecektir. Türkiye buna direnirse; ABD, bunun alternatifini arayacaktır. Ya Türkiye'nin içinde arayacaktır ya da ...
Hejmara şirova (0)   Lê nerin (540)


HAMAS OPERASYONUNDAN ÇIKARTILACAK DERSLER
admin
HAMAS OPERASYONUNDAN ÇIKARTILACAK DERSLER
Gerek Yakın Doğu’da, gerek Orta Doğu'da; savaşların, acıların, yoksullukların temel nedeni, çizilen siyasi sınırlardır. Yakın Doğu’da siyasi sınırlar değişmeden, barışın gelmesi mümkün değildir. Orta Doğu'da da siyasi sınırlar değ...
Hejmara şirova (0)   Lê nerin (1000)


TÜRKİYE CUMHURİYETİ'NİN TARİHİ, BİR DARBELER TARİHİDİR
admin
TÜRKİYE CUMHURİYETİ'NİN TARİHİ, BİR DARBELER TARİHİDİR
Devrim reform ilişkisi hakkında Lenin’de, Marx'ta, bütün siyasal önderlerin kitaplarında, konu çok açıktır. Bu kitaplara da gerek yok. İnsan devrimciyse, bunun reformla ilişkisini anlamak çok zor değildir. Ama zaten kendisi reformcuysa ona ...
Hejmara şirova (0)   Lê nerin (549)


KUZEYDOĞU SURİYE PROJESİ, GÜNDEME GELDİĞİNDEN BU YANA; BİZ, GÜNEYBATI KÜRDİSTAN’DA; AFRİN'İ, SERÊ KANÎYÊ’Yİ ve GIRÊ SÎPÎ’Yİ KAYBETTİK
admin
KUZEYDOĞU SURİYE PROJESİ, GÜNDEME GELDİĞİNDEN BU YANA; BİZ, GÜNEYBATI KÜRDİSTAN’DA; AFRİN'İ, SERÊ KANÎYÊ’Yİ ve GIRÊ SÎPÎ’Yİ KAYBETTİK
Bu devletlerin bizimle olan hukuku, düşmanlık hukukudur. Kanunla, hukukla falan hiçbir ilişkisi yoktur. Her dört parçada da göstermeliktir: Kanun, hukuk, demokrasi, İslamcılık, işte bilmem Baasçılık, bunların hepsi göstermeliktir. Esası, hepsinin ort...
Hejmara şirova (0)   Lê nerin (594)


SORUN, IRAK DEVLETİ'NİN NE TÜR BİR DEVLET OLDUĞU YA DA OLACAĞI MESELESİDİR
admin
SORUN, IRAK DEVLETİ'NİN NE TÜR BİR DEVLET OLDUĞU YA DA OLACAĞI MESELESİDİR
Umarım, Kerkük'te, Türkiye kontrolündeki Türkmenlerle İran, Irak'ın birlikte kontrol ettiği Arapların, Kürdistanlılara yaptığı bu saldırı, Güney Kürdistan'daki siyasi partililerimizi yeniden düşünmeye sevk eder. Henüz, kazanılmış, garanti...
Hejmara şirova (0)   Lê nerin (635)


TÜRKLER'DE 3, KÜRTLER'DE 2 TARZ-İ SİYASET
admin
TÜRKLER'DE 3, KÜRTLER'DE 2 TARZ-İ SİYASET
Bu yüzyılda Türk devleti bir tek Kürdistan'da savaşmıştır. Evet son birkaç yıldır askerlerini Libya ve Suriye'ye gönderiyorlar ama 2010'a kadar Türk devletinin savaşına baktığınız zaman ABD için Kore'ye bir tugay gönderip, 1974 Kıbrıs...
Hejmara şirova (0)   Lê nerin (1055)


Page 1 of 25First   Previous   [1]  2  3  4  5  6  7  8  9  10  Next   Last   
123movies