Fuat Önen posted on November 25, 2021 19:09
-Güney Kürdistan’da hali hazırda bir parlamento var, işleyen bir sistem var, ağır aksak sorunlarına rağmen orada bir hükümranlık var. Orada yaşayan halkımızın belli bir kesimi mülteci olarak orayı terk ediyor, Belarus-Polonya sınırındaki mülteci dramı günlerdir gündemde. Bunu nasıl değerlendiriyorsunuz?
-Önce şunu belirteyim, bu operasyonun tam olarak nasıl gerçekleştiği hakkında net bilgilere sahip değilim. Ortada bir operasyon olduğu anlaşılıyor. Bunun içinde insan kaçakçıları, Türk Hava Yolları, işte İran, Belarus bunun birçok ayağı olduğu söyleniyor. Fakat bu konuda net bilgilere sahip olmadığım için bir şey diyemem ama bu Kürdistan hükümeti bakımından çok ciddi bir başarısızlıktır.
Şimdi şu bir gerçektir, yani Yakındoğu’daki, Ortadoğu'daki devletlerin, hangisinin sınırlarını açarsanız, Avrupa'ya göç etmek isteyecektir. Çünkü burada yaşanılacak bir toplum kurulamamıştır.
Şimdi bölgedeki toplumlarla kıyasladığımız zaman aslında Kürdistan federe devletinde yaşayanlar; yeni çevrelerine göre oldukça daha özgür, daha güvenli şartlarda yaşıyorlar ancak, gelecek güveni zayıflıyor giderek Güney Kürdistan'da. Özellikle Kerkük felaketinden sonra, yani mesela şimdi, YNK içinde bir tartışma var biliyorsunuz. YNK’nin bir eş başkanı diğer eş başkanını kendisini zehirlemekle suçluyor. Hala da eş başkan dolaşıyor, peşinde silahlı adamları var. Ne Hewlêr’deki mahkeme ne Hewlêr’deki parlamento bu işe müdahil olmuyor. O Süleymaniye'nin işi deniliyor. Süleymaniye'de de böyle bir şey…
Şimdi tek başına bu olay Güney Kürdistan'daki özellikle gençleri yarına güvenle bakmamaya yönlendiriyor. Bunun sorumlusu çok açıktır: Kürdistan Hükümetidir, Kürdistan Başkanlığıdır.
Yani 91'e kadar uzatmazsak bile 2003'ten, 2005'ten bu yana son 18 yıllık bir iktidar süreleri var, bu güveni ve devletin tekliğini, silahlı kuvvetlerin tekliğini, asayişin tekliğini sağlamış olmaları lazımdır. Bunlardan o sorumludur.
İkincisi; binlerce vatandaşın böyle bir iş içinde, bir; sen bunu görmüyorsun, görmüyorsan uyuyorsun, o zaman demek ki senin istihbarat örgütlerin toplumun güvenliği ile ilgilenmiyor. Tek tek başkanlarının güvenlikleri ile ilgileniyordur. Görüyorsan ve müdahale etmiyorsan gene hatalısın yani sonuçta buradan gidenler bizim gençlerimizdir. Sen bu toplumu yöneten hükümet olarak, bunu önceden görüp müdahale etmeliydin. Şimdi burada müdahale etmediler, şimdi diyorlar ki ‘’İşte bunun arkasında karanlık eller var, şunlar var, bunlar var.’’ Tamam, zaten Kürdistan'ın her tarafında her zaman karanlık eller oldu, şimdi de var ama bu senin kendi sorumluluğunu ortadan kaldırmaz.
-“Sen hükümet olarak, binlerce vatandaşının yurt dışına kaçtığının farkına nasıl varmazsın?”
-“Farkına varıyorsan niye engellemiyorsun?”
Şimdi orada çok zor durumdadırlar. “Niye bütün imkânlarını kullanıp onları tekrar geri getirmeye çalışmıyorsun, geri getirmeyi iddia etmiyorsun?” Bir operasyon olduğunu kabul ediyorum ama bunun bu geniş bir ölçekte, gençlerin göçünün sorumlusunun Kürdistan Başkanlığı ve Kürdistan Hükümeti olduğunu düşünüyorum. Umarım bu olaydan dersler çıkarılır; çünkü buna benzer birkaç olay daha yaşandı. Yani diyelim Şengal'e girildiği zaman, Hewlêr boşalmak üzereydi. Kürdistan Hükümeti’nin devlet aklı ile davranması lazım artık.
Orada kurulan koalisyonun ciddi stratejik bir programa ihtiyacı var, devlet aklı ile yönetilen bir programa ihtiyacı var. Bu meseleleri açmadığımız müddetçe buna benzer kötü örneklerle karşılaşmamız kaçınılmazdır.
Yani öncelikle Kürdistan Hükümeti, Kürdistan'ın tamamında egemenliğini tesis etmelidir. Bugün; yani, buradan gidenlerin hangi illerden gittiğine dair elimde bir bilgi belge yok ama yani Kürdistan Hükümeti’nin idaresi dışındaki bölgelerdendir. Hewlêr’den, Süleymaniye'den doğup da mıdır, bunların oranları nedir? Bu konuda Kürt toplumunu bilgilendirmesi lazım, Kürdistan Hükümeti’nin ki biz de anlayabilelim, ona göre destek olabiliyorsak, destek olalım.