Fuat Önen posted on March 18, 2014 06:10
18 Mart Çanakkale Şehitlerini anma günü, 24 Nisan Ermeni Jenosidinin yıl dönümü.
Her yıl 18 Mart’ta kutlanan “Çanakkale Şehitlerini” anma günü bu yıl 24 Nisan’da kutlanacakmış. Bu yılki anma törenlerine Ermenistan Devlet Başkanı da davet edilmiş. 24 Nisan Ermeniler tarafından ulusal yas ve jenoside karşı mücadele günü olarak anılıyor ve bu yıl jenosidin 100.yılı. Medyada bu iki günün denk getirilmesinin şık olmadığı ve Ermenistan’a saygısızlık olduğu yazılıp çiziliyor ve Türk hükümeti mantıksız davranmakla eleştiriliyor.
Sistemin akıl aydınlarının bu tür uyarıları anlaşılırdır. Ancak aynı eleştiriler muhalif kalemlerden de yükselmektedir. Oysa bunda yadırganacak bir şey yoktur. Türk Egemenlik Sisteminin kuruluş mantığı açısından 24Nisan, 18 Mart’ın devamıdır. Çanakkale’de elde edilen başarıdan da alınan cesaretle 24 Nisan başarılmıştır ve her iki gün de egemen Türk siyaseti bakımından kutlanılacak günlerdir. Türk hükümetinin üzüntü açıklamaları tam bir ikiyüzlülüktür. Bu konuda şaşıranlar Çanakkale savaşına şaşı bakanlardır.
Çanakkale savaşı Birinci Emperyalist Paylaşım Savaşının önemli bir mevzi savaşıdır. Bu savaş son yıllarda Kürtlerle Türklerin ittifak ettiği bir savaş olarak sunulmaktadır. Yine bu nedenle Çanakkale ruhunun “Kürd sorunu”nun çözümünde yeniden canlandırılması gerektiği vaaz edilmektedir.
Özünde ulusal özgürlük meselesi olan bir meselenin, emperyalist ruhun canlandırılması ile çözüleceğini söylemek sömürgeciliğe teslimiyetin ifadesidir. Çanakkale ruhu bu sorunu çözmek bir yana sorunu derinleştiren bir ruhtur.
Paylaşım savaşında yenilen Osmanlı İmparatorluğu diğer müttefikleri gibi toprak kaybetmiş, bu imparatorluğun bakiyesi üzerinde kurulan TC Kuzey Batı Kurdistan’ı elinde tutabilmek için Kürd halkını zamana yayılmış jenosidin kıskacına hapsetmiştir.
Bu savaşta Kürdlerle Türklerin ittifak ettiğini ve birlkte başarıp birlikte kazandıklarını söylemek bir diğer çarpıtmadır. Bu çarpıtma da Türkiyelilik ekseninde yeni bir Kürd-Türk ittifakı için vaaz edilmektedir. Oysa ki Çanakkale’de böyle bir ittifak yoktur.
Çanakkale’de Osmanlı’nın müttefikleri Avusturya Macaristan İmparatorluğu ve Prusya İmparatorluğudur. Osmanlı’nın egemenliği altındaki Kürdistan Parçasından Çanakkale savaşına sürülüp orada ölen Kürdlerin varlığı Kürd-Türk ittifakının değil, bir imparatorluğun kendi tebaasından insanları emperyal hedefler uğruna telef ettiğinin işaretidir.
Bu savaşta her iki taraftan ölen binlerce insan vardır ama şehit yoktur. Osmanlı kuvvetlerine komuta eden general Sanders Yahudi kökenli br Alman generalidir. Her iki tarafta her inançtan insanlar ölmüştür ve her iki taraf için inançlar uğruna savaşmak söz konusu değildir.
Savaşın nedeni de hedefi de dünyanın yeniden paylaşılmasıdır. Dünyada hiç kimse bu savaşta Anzaklar ile İngilizlerin ittifakından söz etmemekte herkes bu savaşta İngiltere İmparatorluğunun Rusya ve Fransa ile ittifak ettiğini bilmektedir. Durum bu kadar açık seçik ortada iken Türk-Kürd ittifakı ekseninde Çanakkale ruhunun kutsanması ve bu ruh ekseninde Türk-Kürd kardeşliği ve ittifakının uydurulmasını post-modern bir sömürgeci saldırı olarak değerlendirmek gerekir.
Türk Egemenlik Sisteminin bu saldırısını anlamak ve ideologlarının bu argümanları savunmasını anlamak kolaydır. Kürdistan eski yöntemlerle yönetilemez haldedir. Sömürgeciler yeni yollar yeni yalanlar aramaya mahkumdurlar. Aynı sözleri Kürd siyasetçisi, aydını, okumuşunun tekrarlamasını anlamaksa daha zordur.
Bir akıl tutulmasından ya da sömürge aydını, okumuşundaki derin ulusal aşağılık kompleksinden söz etmek mümkün olsa da yeterince açıklayıcı olduğunu söylemek zordur. Bu satırları yazarken aklıma gelen bir anekdot durumu anlamamıza yardımcı olabilir belki.
Adamın biri telaşla psikologun odasına dalar ve ısrarla kendisinde aşağılık kompleksi olduğunu ve bu hastalıktan kurtulmak istediğini söyler. Psikolog da bu ısrar karşısında merak eder ve niye böyle düşündüğünü sorar. Adam heyecanla yaptığı hırsızlıkları, sahtekarlıkları, taciz-tecavüz vakalarını peş peşe anlatır. İyice öfkelenen psikolog teşhisini hemen koyar ve adama hitaben şunları söyler:
Merak etmeyin siz hasta değilsiniz, sizde aşağılık kompleksi de yok. Siz aşağılık birisiniz. Bu açıklayıcı oldu mu? Bilmiyorum.
100 yıl önce jenosid yoluyla Ermenileri bu coğrafyadan silenler ile 90 yıldır zamana yayılmış jenosid ile Kürdlerin ulus ülke gerçeğini ortadan kaldırarak onları kendi coğrafyalarından silmeye çalışanlar bir ve aynı lanetli güçlerdir,
Bu lanetli ruhu kutsamak ise aşağılık bir iştir…