|
|
Hasan H. YILDIRIM posted on February 12, 2015 08:10
Tüm dünyanın desteğini verdiği güneyli syasi güçler gerçekten ne yapıyor diye kendi kendime sorup söylem ve uygulamalarına baktığımda hayal kırıklığını yaşıyorum. Eminim ki birçok yurtseverde yaşadığımı yaşıyor. Uluslararası koşullar güneyli siyasal güçlere büyük fırsatlar sunduğu bir ortam da onların yaptığı nedir diye bakıldığın da kendilerini Ankara, Tahran ve Bağdat kapısına bağlamak için birbirleriyle yarışıp duruyorlar. Kürdistan'ın diğer parçaları bir yana güneyi bile kendilerine peşkeş çekiyorlar. Güney'de sayısını bilmediğimiz Türk askeri üsü var. İran ve Iraklı katil güçleri de habire güneye çekiyorlar. Farkındalar mı, değiller mi bilemem ama başlarına bela alıyorlar. Bu politikayla onları kandırabileceklerini sanıyorlar. Fakat büyük aldanıyorlar.
İnternete bir video dolaşıyor. Bende paylaştım. Seyrederken kanım dondu. Bu vahşeti o yiğit Kürd peşmergesine yaşatan güneyli siyasal güçlerin izlediği politikadır. O vahşeti gerçekleştiren Kürd millet düşmanı katil çeteyi Kürdistan'a yerleşmesine izin veren onlardır.
Kimden mi bahsediyorum? "Heşdi Şii Milisleri"nden.
Bu çetenin Kürdistan'a yerleşmesine nasil izin veridi? Elimde belgesi yok ama İran'ın baskısı sonucu bu izin verildiği kanısındayım.
Mahmut Osman, "Heşdi Şii Milisleri"nin 140. Madde kapsamındaki bölgelerde kalınmasına izin verilmesini eleştiren bir makale yazmış. Gelecekte Kürdlerin başına bela olacaklar kaygısını dile getirmiş. Mahmut Osman bunu dediğine göre böyle bir anlaşma var demektir.
Yakın bir zaman da 1980'lerden bu tarafa İran Mola resjimini idare eden, Kürdistan'ın doğusunu yakıp yıkan, binlerce Kürd öldüren ve hergün ipe çeken, Abdurrahman Qasımlo ve arkadaşlarını katleden çetenin önce Süleymaniye, sonra Hewler'e konuk edildi.
İran devlet çetesiyle ne gibi anlaşmalar yapıldı? Ne alınıp verildi? Kürd halkının bunu bilme hakkı vardır. Fakat bu çeteyi büyük bir misafirperverlikle konuk eden YNK ve KDP suskun.
Merakıma sayın. İran Molla çetesiyle yapılan anlaşmalar içinde "Heşti Şii Milisleri"ne "Kürdistan'da yer verilmelidir," gibi bir anlaşma da var mı? Veya Irak hükümetiyle var mı böyle bir anlaşma?
Kuşkusuz vardır. Varsa eğer, bu büyük bir suçtur. Peşmergenin kanıyla kurtarılan topraklara düşman güçlerin konuçlandırıması dilim varmıyor demeye ama bari siz bir sıfat bulun. Eğer böyle bir anlaşma yoksa bu "Heşti Şii Milisleri" denilen katil sürüsü nasıl Kürdistan'da bulunuyor?
Kerkük'e bağlı Sadiye ve Celawe şu an "Heşti Şii Milisleri" denilen Kürd millet düşmanı azılı çetenin hakimiyetindedir. Sadiye ve Celave'nin IŞID'tan kurtarılmasında Kürdler 200 yüze yakın şehit verdi. 300'ün üzerinde yaralandı. "Heşti Şii Milisleri"nin ise sadece 20 ölüsü ve 30 yaralısı var. Peki nasıl oluyor bu iki Kürd yerleşim birimi "Heşti Şii Milisleri"n hakimiyetine bırakılıyor?
Kùrd güçlerinin denetiminde Musul yakınlarında "Heşti Şii Milisleri"nin eğitim kampı var. Ve bu alan dökülen peşmergenin kanıyla kurtarıldı.
Bu bile Kürdistan'ın siyasal güçlerinin İran'a büyük tavizler verdiğini ortaya çıkarıyor.
Sahi peşmerge kanı bu kadar mu ucuz?
"Heşti Şii Milisleri" IŞID'ın saldırısı sonrası Irak dini mercileri tarafından fetva çıkarılması sonrasında kuruldu. Irak finanse etmektedir. İran eğitmekte ve komuta etmektedir. En aşağı IŞID kadar azılı Kürd düşmanıdırlar.
Aşırı Şiilerden oluşuyor. Ellerinde modern silahlar vardır. Irak ordusu gerçi kalmamış ama orduüstü yetkilere sahiptir. Kanunsuz, kuralsız bir güçtür. 650 dolardan başlayan maaşlıdırlar.
İçine Kürdleri de alıyorlar. Beyinlerini yıkıyorlar. Özelikle dinci ve de maddi durumu kötü olan Kürdler bunların oltasına takılıyor. Güneyli güçler bunu bilmelerine karşın oralı olmuyorlar.
Güney Kürdleri, "Heşti Şii Milisleri"nden çok rahatsızdırlar. Sayısız Kürd kaçırdıkları ve fidye karşılığı bırakıldıkları söylenmektedir. Kürdlere baskı yapıp kaçırtmaktadırlar. Sadiye ve Celave'yi büyük oranda Kürdsüzleştirdiler. Kalanlara her türlü insanlıkdışı muameleye tabi tutuyorlar. Bunun somut örneği bir peşmergeyi nasıl şehit ettikleri videosu ortada. Midesi kaldıran varsa seyredebilir.
08 Şubat 2015
There are currently no comments, be the first to post one!