Fuat Önen posted on December 24, 2022 01:21
Hocam, Fransızlarla Avrupalılarla Kürtlerin ilişkisi bozdurulmak mı isteniyor? Ne yapılmak isteniyor? Neden? Siz bu durumları nasıl değer-lendiriyorsunuz? Buyurun lütfen.
Öncelikle saldırıda yaşamlarını yitiren arkadaşların ailesine, sevdiklerine baş sağlığı diliyor, üzüntülerini, acılarını paylaştığımı söyleyerek başlayayım. İkinci olarak orada meydanlara çıkan binlerce Kürt'le öfkeleriyle, hüzünleriyle, duygudaş olduğumu be-lirteyim. binlerce Kürt'ün bu saldırıya karşı sokaklara çıkması, bu saldırıyı ilan etmesi çok olumlu bir ge-lişmedir. Uzun yıllardır Avrupa'da böyle kitlesel gösteriler yapılamıyordu. Umarım bu yeni bir döne-min başlangıcı olur.
Şimdi bu noktada siyah beyaz sarmalından çıkmamız lazım. Fransa, güçlü bir devlet, dünyadaki süper güçlerden biri. Kürdistan'la ilişkisi de oldukça karmaşık olan bir devlet. Yani Kürdistan'ın parçalanmasında, Lozan'da, Türk devletiyle yaptığı o Ankara an-laşmasında rolü fonksiyonu olan bir devlet. Son yıl-larda özellikle Batı Kürdistan'da inisiyatif almaya çalıştığını görüyoruz. Hatta ABD kısmen çekildikçe Fransa'nın o boşluğu doldurmaya çalıştığını görüyoruz. Oradaki Kürtlerin bazı taleplerini desteklediklerini görüyoruz. Aynı şeyi Güney Kürdistan'da da yapıyor. Ama 2017 bağımsızlık refe-randumuna cepheden karşı çıkan devletlerden biri-nin de Fransa olduğunu biliyoruz.
Dolayısıyla Kürdistani hareketlerin, Kürdistani siyasetin devletlerle ilişkileri siyah beyaz sarmalından çıkarıp konjonktüre göre değerlendirmek gerekir. Bu birincisi.
İkincisi Fransız Devleti Sakinaların öldürülmesi olayında son derece basiretsiz davranıldı. Türkiye'yle ticari diplomatik, siyasi ilişkilerini riske etmemek için o katliamın arkasında Türk devletinin varlığı bilindiği halde bunu deşifre etmediler. Bu davayı sonuna ka-dar götürmediler. Sonra biliyorsunuz katil esrarengiz bir şekilde öldü. Bütün bunlardan Fransa devletini de ve istihbarat servislerine de sorumlu tutmamız olağandır. Bugün Fransız polisine işte etraftaki iş yerlerine falan yönelik şiddetin arka planında bir de bu var. Ancak Kürdistan'ı siyaset rasyonel davran-malıdır. Şu dönemde bizim Fransız devletine karşı savaş ilan etmemiz için ortada hiçbir neden yoktur. Fransız Devleti'ni karşımıza almamız için de bir neden yoktur. Bu olayda Fransa devletinin parmağı olduğuna dair hiçbir belirti yoktur. Bu olayın arkasında tam olarak kim var? Henüz bilmiyoruz
Burada zaten yani bu olayın arkasında hiç kimse ol-masa da bu olay olduktan sonra Kürdistan me-selesiyle ilgili olan devletler bundan bir tarz da yarar-lanmaya çalışırlar. Dünyanın neresinde Kürtlere dönük bir saldırı olursa refleksif olarak bizim bunun arkasında Türk devletini, İran devletini aramamız son derece normaldir. Çünkü bu her iki devlette Kürdis-tan hakikatini ortadan kaldırmaya çalışan devletler-dir. Dolayısıyla son derece normaldir ki ortada hiçbir belirti olmasa da bu olayların arkasında bu iki dev-letin izini sürmeliyiz. Gücümüz yettiğince de açığa çıkarmaya çalışmalıyız.
Şimdi o binlerce Kürt'ün öfkesine duygudaş olmakla beraber bu taşkınlıkların bize yarar sağlamayacağını düşünüyorum. Çünkü saldırıya uğrayan biziz. Bunu saldırgan bir üslupla değil de daha ılımlı bir üslupla da protesto edebiliriz. Fransız polisine ya da etraftaki binalara zarar vermeden de yapabiliriz. Bunu yap-maya çalışmalıyız.
Bunları kim organize ediyor, bu taşkınlıkları kim or-ganize ediyor, doğrusu tam olarak bilemiyorum. Ama oraya gelen binlerce Kürt'ün sadece herhangi bir örgütün taraftarları olmadığını düşünüyorum. Bunu duyan hisseden her Kürdistanlı yurtsever muhteme-len o alanlara koşuşmuştur.
Şimdi burada temel mesele şudur. Gerek Fransa'da gerek Avrupa'nın tamamında çok ciddi bir Kürt nüfus var. Kürt azınlığı var. Fakat bu Kürt azınlığı örneğin Fransa'daki Kürt toplumu olarak örgütlü değil. Maa-lesef örgütlerimiz Fransa'daki Kürt topluluğunu kendi talepleri üzerinden örgütlemek yerine kendi örgütle-rinin lojistik desteği, belirli ölçüde arpalığı olarak örgütlemeyi seçiyorlar. Bu yıllardan beri böyledir. Her örgütün her siyasi örgütün orada bazı kurumları, kuruluşları var, Ama Fransa'daki Kürtleri temsil kabi-liyetine sahip bir ulusal insiyatif yok. Böyle olduğu için de orada en güçlü örgüt hangisiyse bu protesto-lara
kendi damgasını vurma, kendi ideolojisini empoze etmeye çalışıyor. Bu yanlıştır. Onlar artık Fransa'daki Kürtlerdir. Ve Fransa'daki Kürdistanlılar olarak örgütlenip hem Fransa'daki Kürt toplumunun demo-kratik taleplerini öne çıkarsalar hem de Kürdistan'da süre giden ulusal kurtuluş mücadelesini destek-lemeye yönelseler çok daha anlamlı bir iş yapmış olurlar. Maalesef hala oradan çok uzaktayız. Yani her örgüt orada kendisine bir tür, bir güç, bir lojistik güç falan oluşturmaya çalışıyor. Böyle olduğu için de bir-likte anında ciddi demokratik refleksler ge-liştiremiyoruz.
Fransız polisinin de Kürt toplumunda özellikle Sakineller olayından bu yana işte Fransız polisine istihbaratına duyduğu tepkiyi hesaba katarak sert saldırmaktan vazgeçmesi gerektiğini düşünüyorum. Oradaki silahsız, sivil toplulık, zaman zaman taşkınlıklar yapsa da Fransız Devleti'nin bunlara misliyle mukavele etmemesi gerektiğini düşünüyo-rum.
Yani görüntüleri de buna benzer şeylere rastladım. Doğrusu bunu kınıyorum. Ama esas önemli olan bizleriz. Evet Fransa'da yaşayan Kürtlere dönük bir saldırıdır. Bunun arkasında kim olduğu çıkacaktır. Ama bunun arkasında kimse yoksa da orada binlerce Kürt'ün toplandığı alanlara özellikle Türk devleti isti-hbarat servisleriyle sızma, manipüle etmeye çalışabilir. Bütün bunlara dikkat etmemiz lazım. ve son olarak şunu söyleyeyim. Gerek Fransa'da gerek Avrupa'nın diğer kentlerindeki Kürt topluluğu Av-rupalı Kürtler olarak örgütlenmeli oradaki Kürt kom-tesini temsil eden örgütlülükler sağlamalı ve o örgütlülükler üzerinden Kürdistan'da sürdürülen ulu-sal kurtuluş mücadelesine destek olmaya çalışmalıdırlar.
Bazı medya gurupların gösterileri yansıtış biçimi
Diğer gruplarının kime bağlı olduğu kimler tarafın-dan yönetilip yönlendirildiğini bilmemiz lazım.Çok iyi biliyoruz ki Kürt adıyla, Kürt grupları adıyla Türk isti-hbarat servislerinin yönlendirdiği medya grupları medya kanalları var.Bunlar birçok özel somut olayda açığa çıkmıştır. Dolayısıyla bunu oradaki Kürt topluluğuna zaten mal edemeyiz. Oradaki aklı başında yurtsever, devrimci Kürdistanlıların bu tip olaylara yol vermemeleri lazım. Öfke yerindedir. Tep-ki göstermeleri yerindedir. Öfkelerine duygudaşız. Ama Kürtlerle Fransa arasında bir savaş niye olsun. Yani bu sadece şu anda Kürtlerin savaştığı devletle-rin işine yarar. Yani şu anda Kürtler yoğun olarak Türk devletiyle, İran devletiyle kısmen Irak ve Suriye Devletiyle savaşıyor.
Böyle sert bir savaşın sürdüğü bir dönemde Kürtler Fransa devletiyle savaşıyor demek ya da böyle bir savaş çığırtkanlığı yapmak sadece bizlerin gerçekten savaştığı devletlerin işine yarar. Onun dışında da hiçbir işe yaramaz.
Evet hocam Fransa'nın belediye başkanları, Fransa İçişleri Bakanı bizzat olay yerine geliyorlar. Kürtlerle dayanışma içerisinde birebir bulunuyorlar. Başta Fransa Cumhurbaşkanı Macron olmak üzere. Dolayısıyla Kürtler bu durumda şunu yapabilirlerdi. Yani bütün Fransız kurumlarıyla, yöneticileriyle, partileriyle humaniter kurumlarıyla hepsiyle birlikte ortak bir yürüyüş düşünebilirlerdi ki çok iyi bir karşılık bulabileceğini düşünüyordum. Ve belki de böyle on bin kişi değil de yüz binlerce Fransızlarla birlikte böyle bir şey yaparlardı. Bu Kürt düşmanlarına önemli bir mesaj olurdu diye düşünüyorum.
Bunda haklısın. Özellikle Fransa devlet başkanının bu saldırı Kürtlere yönelik bir saldırı demesi önemliydi. Bunu sahiplenmesi önemliydi. Dediğin ölçülerde yürüseydi iyi olurdu Ama yani orada sorun Fransa'daki Kürt topluluğunun bu tarz örgütlerden yoksun olması, mevcut örgütlerin hepsi işte Kürdistan'da olan politik örgütler, kendi ajandaları var ve oralarda gelişen olaylara da, oradaki Kürt topluluğu içinden bakmıyorlar. Kendi ajandaları çerçevesinde bakıyorlar. Bana kalırsa da yanlış yapıyorlar. Ama sonuçta işte bunları söylemek dışında da buradan elimizden bir şey gelmiyor. Bu-nun dışında yapabilecek bir şeyimiz yok. Büyük ölçüde uyarılarına katılıyorum.
Daha serinkanlı, daha yani siyaset öyle bir şeydir. Serin kanlı, soğukkanlılıkla yürütülmesi gereken bir şeydir. Ama yine de oradaki kitlenin öfkesini, duy-gudaşlığını bir daha belirterek bitireyim bu bölümü.