Fuat Önen posted on January 31, 2022 22:34
-Türkiye Kürdistanında Türkiye Cumhurbaşkanı Erdoğan PKK lideri Abdullah Öcalan ve HDP eşbaşkanı Demirtaş üzerinden verdiği mesajlarla neye hazırlanıyor?
-AKP iktidarı , Öcalan'ı yeniden bir enstrüman olarak kullanma niyetinde . Ancak görünüş bu, gerçeğe baktığımız zaman son beş altı yıldır Öcalan'ı piyasaya sürmediler bir tek İstanbul yerel seçimleri öncesi cılız bir denemeleri oldu. Öbür taraftan Demirtaş'ın önü açık, cezaevinde olmasına rağmen gündemdeki bütün meseleler hakkında düşünce belirtiyor bu düşünceleri tartışılıyor ,gündem oluşturuyor.
Şimdi bu bir bilinçli tercihmidir, bana bilinçli bir tecih gibi görünüyor çünkiü her iki aktör de Türkiyeci siyasetin aktörleridir. Öcalan 23 yıldır İmralı'ya kim egemense onlar tarafından yönlendirilen bir aktördür. Zaten kendisi de sanırım 2014 yılında şimdiye kadar bir enstrüman olarak kullanıldım bundan sonra müzakere aşamasına geçmeliyiz gibi şeyler söylüyordu . Dolayısıyla kendisi de İmralı'da devlet tarafından bir enstrüman olarak kullanıldığını kabul etmiş durumdadır.
Selahattin Demitaş da sistemin öne çıkardığı bir siyasi aktördür. Biliyorsunuz 2014 seçimlerinde devlet başkanlığına adaylığını koydu ve bütün seçim boyunca bütün Türkiyeli siyasi partiler tarafından adeta desteklendi , öne çıkarıldı . Niye böyle yapıldı ? Çünki Selahattin Demirtaş Kürt hareketini siyaseten Türkiye'ye entegre etme projesi olan HDP nin başkanı olarak Türkiye devlet başkanlığına adaylığını koymuştur . Bu muhabbet 2015 yılında son buldu
Şimdi devletin yapmaya çalıştığı aslında her ikisi de bir ölçüde devletin farklı kanatları tarafından denetlenen manüpüle edilen iki aktörü karşı karşıya getirerek Kürdistani siyasetin önünü kesmektir esas amaç budur . Yani burada CHP Demirtaş a yakın AKP Öcalan a yakın gibi bir görüntü yayıyorlar , aslında Türk Egemenlik Sisteminin her ikisiyle de uyuştuğunu , uzlaştığını söylemek mümkündür karşı karşıya gelişleri konjonktürel bir proje bazında ikisi arasında çok büyük fark görmedik.
Söylemeye çalıştığım Kürdistani siyasetin bu dışarıdan dayatılan maniplasyanlara mesafeli davranmaları gerktigidir. Eğer öyle bir sıkıntıları varsa her ikisinin de önünü açarlar herikiside düşüncelerini söyler , kamuoyu da söyledikleri düşünceler üzerinden kendilerini değerlendirir bir tutum alırlar.
Ama Türk devleti bunu yapmıyor . Türk devleti özellikle Kürdistan meselesinde açıklıktan, yarasanın güneşten korktuğu gibi, korkuyor sürekli manipülatif işler peşindedir . Dolayısiyla Kürdistani siyasetin gündeminde bence böyle bir tartışma yoktur.