Fuat Önen posted on November 25, 2021 19:06
-Son dönemlerde sosyal medya üzerinden Kürt milliyetçiliği çokça tartışılıyor. Siz Kürt milliyetçiliğini nasıl değerlendiriyorsunuz?
-Birincisi; dünyada genel kabul görmüş bir millet teorisi yoktur. Genel kabul görmüş bir millet teorisi olmadığı gibi bir milliyetçilik teorisi de yoktur. Dolayısıyla herkes milleti de milliyetçiliği de kendi durduğu yere göre tanımlıyor. Örneğin bizim eski komünist arkadaşların büyük çoğunluğu şimdi ‘’biz milliyetçiyiz.’’ deyip antikomünizm yapıyorlar. Antikomünizm yapmaları da anlaşılır, kendilerini milliyetçi olarak tanımlamaları da anlaşılırdır. Fakat kendi tanımlamalarını genel geçer tanımlamalar haline dönüştürüp ona uymayana neredeyse hain muamelesi yapıyorlar.
Şimdi milliyetçilik diyelim ki marksizm gibi liberalizm gibi bir üst anlatı değildir. Yani liberalizmin de marksizmin de komünizmin de dünyanın bütününe dönük bir anlatıya sahiptir. Milliyetçilik öyle değildir.
İkincisi; milliyetçiliğin bir tek türü yoktur, dolayısıyla bir milliyetçilik teorisi oluşturup ‘’İşte milliyetçiler böyledir, böyle olmayanlar vatan hainidir.’’ falan demenin bir anlamı yoktur. Çünkü herkesçe kabul edilmiş bir milliyetçilik teorisi yoktur. Kürt milliyetçisi arkadaşlar, kendilerini Kürt milliyetçisi olarak tanımlayan arkadaşların çok büyük çoğunluğu, ayrılıkçıdır ve bu noktada onlardan hiçbir farkım yoktur. Yani ben de bağımsız birleşik Kürdistan’ın, Kürdistan meselesinin kalıcı çözümü olduğunu savunan bunu şimdiden stratejik bir hedef olarak ilan edilmesi gerektiğini söylüyorum. Bu milliyetçi ar-kadaşlar da yani kendilerine ‘’Biz Kürt milliyetçisiyiz.’’ diyen arkadaşlar da onu söylüyorlar.
Dolayısıyla burada meseleyi ideolojik tartışmaya boğmanın Kürt milliyetçilerine de Kürdistan yurtseverlerine de bir katkı sağladığını düşünmüyorum. Kendisini hangi ideoloji ya da hangi üst anlatıya bağlı olarak tanımlıyorsa tanımlasın, benim tartışacağım konu ‘’Siz Kürdistan meselesini nasıl çözmeyi düşünüyorsunuz?‘’
Bunun da 2 ya da 3 tane yolu var. Birincisi ayrılıkçılıktır, ben 50 yıldır ayrılıkçı olduğumu söylüyorum ve benim için bu meselenin kesin nihai çözümü bağımsız birleşik Kürdistan’ladır.
İkincisi; birlikçi çözümlerdir, bunun içine otonomist-federalist çözümler giriyor. Bunu savunan arkadaşlarımız var. Şimdi aslında bunu savunan arkadaşlarımız da işte diğer ar-kadaşlarımızdan çok daha az milliyetçi değiller. Ha bir de Türkiyeci siyaset tarzı var; Kürdistan meselesini Türkiye'nin demokratikleşmesi meselesine bağlayanlar var ki biz bunları Kürdistanî siyaset içinde değerlendirmiyoruz. Dolayısıyla ken-disini Kürdistanî siyaset içinde değerlendiren çevrelerin farklı üst anlatılara sahip olsa da birlikte siyasal mücadele yapmayı önlerine hedef olarak koymalarını daha sağlıklı daha anlamlı buluyorum. Yani bir dönem Kemal Burkay'ın da açtığı bir tartışma vardı. Ben o zaman da bunun yanlış olduğunu söyledim. Bu Tartışma milliyetçiler ile sosyalistler arası bir tartışma değildir. Ayrılıkçı olan Kürdistanlı sosyalistler de var birlikçi olan Kürt milliyetçi-leri de var. Dolayısıyla Kürdistan'da böyle bir ideolojik tartışma yoktur, bu bir siyaset tarzı tartışmasıdır. Bence en gerçekçi siyaset tarzı ayrılıkçı olan siyaset tarzıdır. Bunu diğer Kürdistanlı ar-kadaşlarımızla da birlikte iş yapmaya çalışarak tartışıyoruz. Bir de yani tartışmak, birlikte iş yapmaya yönelik olmalıdır, sadece tartışmak için değil birlikte bir iş yapmaya yönelik ol-malıdır. Bu siyaset tarzı farklarımıza rağmen biz işte 5 tane çevre 2 yıldır yeterince fonksiyonel olmasa da birlikte işler yapmaya çalışıyoruz, bunları sürdüreceğiz.
Bu tartışmalar da bizim dâhili tartışmalarımızdır. Dâhili tartışmalarda kullanacağımız dilin dediğim gibi daha yapıcı birlikte iş yapmaya yönelik olması gerektiğini düşünüyorum.
Ayrıca yani genel geçer milliyetçilik övgülerini de doğru bulmuyorum. Milliyetçiliği de tanımlayıp savunmak lazım yani şimdi Türk milliyetçiliği de var; ırkçıdır, şovendir, işgalcidir, jenositçidirler. Fransız milliyetçiliği de var, ABD milliyetçiliği de var, Arap milliyetçiliği de var, Fars milliyetçiliği de var. Bu milliyetçiliklerin hepsini bir torbada, bir tek kavramla izah et-mek zordur.
Aynı şekilde millet tanımı da böyledir. Yani eğer Türkiye devletinin söylediği Türk milleti varsa bu tanıma göre Kürt milleti yoktur. Hatta Amerika Birleşik Devletleri vatandaşları eğer bir ulus oluşturuyorlarsa o ulusu oluşturan öğeler, değerlerle Kürdistan ulusunu oluşturan öğeler, değerler birbirinden çok farklıdır.
Sanırım Galler’in bir sözüydü o diyor ki ‘’Dünyada devlet-leşmeden uluslaşan iki kavim vardır: biri Kürtler öbürü de Peştunlardır.’’ Yani bu konudaki teori analizleri dünyada da ülkemizde de yapılan tartışmaları izliyorum ama bizim Kürdistan'dan bakıp bunları tartışmamız lazım ve bu tartışmaları da Kürdistan'ın acil meselesinin önüne çekilme-mesi gerektiğini de görmemiz lazım.