×
PKK û Desthilata li Başûrê Kurdistanê

PKK û Desthilata li Başûrê Kurdistanê
Di van şerdan de eger PKK dixwaze ber bi axa Başûr ve paşve here, divê bi hikûmeta Başûr re li hev bike û li gorî serwerîya Başûr tevbigere. Na, heke PKK serwerîya Başûr nas nake divê di qada şer de bimîne û li dijî hicûmên dewleta dagirker têbikoşe....
Hejmara şirova (0)   Lê nerin (2351)


Mirovê Aqil: Mîthat Sancar
Fuat Önen
Mirovê Aqil: Mîthat Sancar
Di dawîya sala 2012yan de pêvajoyeke nû li Îmraliyê hat li darxistin. Çarçoweya vê pêvajoyê di peyama Ocalanî ya di Newroza 2013yan de hate destnîşan kirin. Di wê peyamê de işaretî 3 ruhan û xwişk û biratîyekê dihat kirin. Gîyanên ku dê “Kêşeya...
Hejmara şirova (0)   Lê nerin (2486)


Du fîgurên 23-24ê Nîsanê: Mîthat Sancar û Firat Aydinkaya
Fuad Onen
Du fîgurên 23-24ê Nîsanê: Mîthat Sancar û Firat Aydinkaya
Yek ji wan (Mîthat Sancar), hewl dide ku meclîsa tirkan, dewleta tirkan, Ataturkê tirkan û ataturkçîtîya tirkan li pêş çavên me xweş bike. Yê din jî (Firat Aydinkaya), hewl dide ku kurdan li pêş çavên me reş bi...
Hejmara şirova (0)   Lê nerin (2308)


BANGA HELWÊSTGIRTINEKE BI RÛMET
Fuad Onen
Dewleta Tirkîyê, li sê parçeyê Kurdistanê şerekî tûnd û dagirkerane dimeşîne. Li gorî rayedarên Sîstema Serwerîya Tirk, ev şer ji bo wan mijara bekayê (mayin-nemayinê) ye. Her çend rayedar û berdevkên vê sîstemê vî şerî weke li dijî terorê bi nav bik...
Hejmara şirova (0)   Lê nerin (2887)


DIVÊ KURD YEKÎTÎ Û SERXWEBÛNA KURDISTANÊ JI XWE RE BIKIN MIJARA MAN Û NEMANÊ
Fuad Onen
DIVÊ KURD YEKÎTÎ Û SERXWEBÛNA KURDISTANÊ JI XWE RE BIKIN MIJARA MAN Û NEMANÊ
Diplomasî, sîyaseta nazenîn e. Ji bo diplomasîyeke baş, berî her tiştî siyasteke baş, yekgirtî û Kurdistanî pêwîst e. Li başûrê welatê me mixabin siyaseteke bi vî rengî ne serdest e. Parlamana me heye, hikumeteke me heye lê siyaseteke serxwebûnxwaz û...
Hejmara şirova (0)   Lê nerin (3254)


Dewleta Tirkan nikare bi serê xwe li Qendîl ê operasyoneke leşkeri bimeşîne
Fuad Onen
Dewleta Tirkan nikare bi serê xwe li Qendîl ê operasyoneke leşkeri bimeşîne
Qendîl rêzeçîya ye û di sêkoşeya başûr, bakur û rojhilatê Kurdistanê de dimîne. Dagirkirina wê derê ne ew çend hêsan e. TC çima di vê deme de qala dagirkirina Qendîlê dike? Li Tirkîyê hilbijartin heye, argumenta her du bereyên dagirker (Cumhur û Mill...
Hejmara şirova (0)   Lê nerin (2861)


HILBIJARTINA TIRKAN, HDP Û HELWESTA HIN PARTÎYÊN KURDAN
Fuad Onen
HILBIJARTINA TIRKAN, HDP Û HELWESTA HIN PARTÎYÊN KURDAN
Em nabêjin ku hilbijartina Tirkan me aleqedar nake, em dibêjin ku ev hilbijartina dewleteke dagirker e, hebûna dewleta Tirkan li Kurdistanê ne rewa ye, ev dewlet bi hemû dam û dezgehên xwe dagirker e û divê ev dewlet ji bakur-rojavayê Kurdistanê derk...
Hejmara şirova (0)   Lê nerin (2774)


HILBIJARTINÊN DEWLETÊN DAGIRKER Û HELWESTA KURDAN
Fuad Onen
HILBIJARTINÊN DEWLETÊN DAGIRKER Û HELWESTA KURDAN
Ne xwezayî ye ku sîyasetmedarên Kurdan wek yên Tirkan bipeyivin, nakokîyên di nav sîyaseta Tirkan de mezin bikin û di nav sîyaseta Tirkan de ji xwe re li cîyekî bigerin. Divê sîyasetmedarên Kurdistanê zanibin ku ev ne hilbijartina me ye, ev hilbijart...
Hejmara şirova (0)   Lê nerin (2823)


TÊKÇÛNA ŞERÊ CEBHEYA KERKÛKÊ
Fuad Onen
TÊKÇÛNA ŞERÊ CEBHEYA KERKÛKÊ
Şerê li cebheya Kerkûkê rû da, bersîva dewletên dagirker û parêzerên sistemê ye. Di vê cebheyê de em têkçûn. Berpirsê vê têkçûyinê yê yekem Serok Barzanî ye. Ev bêyî ku em hûrgilîyên şerê cebheya Kerkûkê bizanibin wisa ye. Serokatî ne ciyê gazindan c...
Hejmara şirova (0)   Lê nerin (3672)


YEKÎTÎYA KURDAN Û YA PARTÎYÊN KURDAN JI HEV CUDA NE
Fuad Onen
YEKÎTÎYA KURDAN Û YA PARTÎYÊN KURDAN JI HEV CUDA NE
Di nav tevgerên rizgarîya neteweyî de kesî bi qasî tevgera rizgarîya neteweyî ya Kurdan nîqaşên teorîk nekiri ye. Em di nivîsarên Ho Shi Min, Amilcar Cabral, Mahatma Ghandi, Fidel Castro û yên wekî wan de tûşî nîqaşên teorîk li ser netewe an netewepe...
Hejmara şirova (0)   Lê nerin (4057)


Page 1 of 5First   Previous   [1]  2  3  4  5  Next   Last   
18

Aso Zagrosi: 10 Haziran 2014 tarihinde ISID olarak bildiğimiz „Ad-Davla Al-Islamiyya fi al-’Iraq wa-sh-Sham” adlı olusum tarihi Kürdistan sehri Musul’u ele geçirerek tümden dünyanın gündemine oturdu. Ardından örgüt Irak Sünnilerin yerleşik olduğu bir dizi sehri denetim altına aldı. ISID’in bu ani çıkışı ile ilgili bir hayli komplo teorileri ortaya atıldı… Sizin bu konuya ilişkin düsüncelerinizi ögrenmek istiyoruz.

Fuat Önen: Bölgedeki devletler ve devlet sınırları, Birinci Dünya Savasının galiplerinin (Ingiltere, Fransa) emperyalist komplolarının ürünü olduklari için, bölge her türden komplo teorilerine açıktır. Her türden teori gibi düşünmeyi kışkırtıcı yanları olsa da, komplo teorilerin zayif tarafı kitle eylemliliginin, toplumsal mücadelenin üzerinden atlamasıdır. Başı sonu belli olmayan terör ve terörist örgüt kavramları ile süslenen komplo teorilerini bir yana bırakırsak Irak’ta kanlı bir iktidar savaşı yürümektedir. Bu savaş aynı zamanda dünyada global aktörler arasında sürdürülen Üçüncü Dünya Savaşının bölgedeki yansıması olarak ele alınmalıdır.



Aso Zagrosi: Kürdistan Baskani Kek Mesud Barzani ve diger bazi yetkililer ISID’in Musul’a yönelik çalismalari konusunda Irak Merkezi iktidarini uyardiklarini, fakat kendilerini dinlemediklerini söylüyorlar. Ayrica ABD yakin dost gördükleri devlet baskanlarin ve basbakanlarin(Almanya Basbakani Merkel gibi) telefonlarini dahi dinliyor. Nasil oluyor da ISID’in girisimlerinden habersiz oluyor?



Fuat Önen: Baskan Barzani onlara bilmedikleri bir bilgi iletmemis, malumu ilan etmistir. Onlarin bilmedigi bir bilgi olsaydi bunu iletir miydi, bundan emin degilim. Engellenmemis olmasi bilinmezliginden degildir. Maliki hükümeti Irak’in kuzeyi ile güneyini bir arada tutacak proje ve kapasiteden yoksun görünmektedir. Onun engelleyemedigini düsünmek yanlis olmaz. ABD ve batili güçler ise engellemek için inisiyatif almayi dogru bulmamislardir. Onlar açisindan sahada insan degil, iktidar savasinda kullanabilecekleri araçlar vardir.



Aso Zagrosi: Ingiltere ve Fransa’nin Kürdistan’i ve bölgeyi kendi aralarinda Sykes picot-Antlasmasi ile bölüsmelerinin 2016 yilinda 100. Yilina giriyoruz. Bu antlasmadan en çok zarar gören, ülkeleri yeniden parçalanan ve jenosidlere ugrayan Kürdlerdir. ISID 10 Haziran’da sinirlari hiçe saydi ve Sykes-Picot Antlasmasini yirtip atti. Bu antlasmanin 100.yilina dogru gittigimiz bu süreçte ondan en çok zarar gören Kürdler ne yapiyor?



Fuat Önen: Sykes-Picot antlasmasi Itilaf devletleri ya da müttefikler arasinda imzalanan gizli antlasmalardan biridir. Devletlerarasi hukukta da geçerliligi olmayan, savas sirasinda savas sonrasi paylasimi öngören bir antlasmadir. Rusya’nin da onayladigi bir Ingiltere-Fransa projesidir. Bu projeye Italya’nin itirazlarini görüsmek üzere toplanan 1917 Saint-Jean-de-Maurienne antlasmasina Subat Devrimi nedeni ile Rusya katilamamis, Ekim Devrimi sonrasinda da Bolsevikler tarafindan desifre edilip, antlasmanin taraflarindan biri tarafindan hükümsüz ilan edilmistir. Yakin Dogu’da (Kürdistan bu bölgenin merkezi ülkesidir) sinirlar Sykes-Picot antlasmasina göre degil,1919 Paris Baris Konferansi ve sonrasinda kurulan Cemiyet-i Akvam (Milletler Birligi) marifeti ile olusturulan dünya düzenine göre olusturulmustur ve Skyes-Picot antlasmasinda öngörülenden farklidir. Orta Dogu’da devlet sinirlari çizilirken Sykes-Picot antlasmasinin esas alindigini söylemek ise mümkündür. Bu sinirlar Ikinci Dünya Savasi sonrasinda kurulan dünya düzeninde de güncellenmistir (Israil Devleti ve sinirlari hariç). Devletlerarasi hukuka göre “yasal” sayilan bu sinirlar gayri mesrudur. Bu sinirlar bölge halklarinin tarihsel, toplumsal hakikatlerine aykiridir ve bu hakikatler parçalanarak çizilmistir.



Bu nedenlerle bu sinirlar halen yürürlükte olsalar da bölge halklari tarafindan benimsenmemistir. Mahabad’a giden Mustafa Barzani önderligindeki Kürdler, Peymana Sêsînor’u baglayanlar, Kuzeybati Kürdistan’dan Ortagüney Kürdistana savasmaya gidenler için bu sinirlar hep yok hükmünde olmustur. Bölge devletleri de “güvenlikleri” söz konusu oldugunda bu sinirlari yoksaymislar bazen de, 1930 Agri baskaldirisinda oldugu gibi, degistirip yeniden düzenlemislerdir. D.Bakir’dan kalkip Ortagüney Kürdistan’i bombalayan Türk savas uçaklari da bu sinirlari engel görmemistir.



SSCB’nin çözülmesi ile 45 yillik dünya düzeni de çökmüs, suni ve gayri mesru devlet sinirlari devletlerarasi korumadan yoksun kalmislardir. Son yirmi yilda onlarca yeni devletin yeni sinirlarla tarih sahnesine çikmasi bunun sonucudur. Global aktörler, özellikle ABD sinirlar konusunda revizyonist bir pozisyondadir. Bu sinirlar artik devletlerarasi sermayenin çikarlarina cevap olmaktan da uzaktir. Bu sinirlar degismelidir ve degisecektir. Halklarin, milletlerin tarihsel toplumsal hakikatleri ile uyumlu yeni sinirlar ve yeni bir dünya düzeni talebi, mesru, ilerici bir taleptir. Bunun Kürdistani siyasetteki tezahürü Bagimsiz Birlesik Kürdistan talebidir. Bu sinirlar daha çok Kuzeybati Kürdistan’daki siyaset sinifimizin, bir kisim aydinlarimizin ve okumuslarimizin beyninde varligini, etkisini sürdürmektedir. Çözümü isgalci devlet sinirlari içinde arayan, ufku parçayi asamayan siyasi talepler bunun tezahürüdür. Parçalanmisligin yol açtigi bu kolonyalist tahribat da ancak Bagimsiz Birlesik Kürdistan talebi ile sürdürülen mücadele ile asilabilinir. Bunu yapabilmekten, yapmaktan uzak görünsek de yapmamiz gerekenin ve yapabilecegimizin bu oldugunu



Aso Zagrosi: Geçenlerde Irak savasina katilan Amerikali bir subay George Bush’un Irak’i Güney Kore olarak gördügü ve 60 yil alanda kalacaklarini söyledigini, fakat Baskan Obama’nin Irak’i Vietnam olarak gördügü ve askeri güçleri çektigini yaziyordu. ABD’nin alandan ayrilmasindan sonra (2011) Irak Basbakani Nuri El Maliki’nin ilk isi Sünnileri devletin üst kademelerinden uzaklastirmak oldu. Cumhurbaskani yardimcisi kaçti, Maliye Bakani zindana atildi ve bir çok Sünni ordu ve devlet kurumlarindan uzaklastirildi. Nuri Maliki Kürdlere karsi Dicle Askeri güçlerini gönderdi, Kürdistan bütçesini kesti ve Pêsmergelerin maaslarini dahi göndermedi. Irak Anayasa’sinda Kürdlere iliskin esas maddelerden, ( Kerkük ve diger isgal altindaki bölgelerin gelecegine dair madde de dahil) hiç birini uygulamaya sokmadi. Nuri El Maliki Bagdat merkezli tam bir Sii diktatörlügü kurdu. Aktüel durumda yasanan çatismalar konusunda Kürdler nasil bir tavir almalilar?



Fuat Önen: Bu benzetmeler yanlis, yararsiz ve yanilticidir. Kore, Vietnam olaylari SSCB-ABD eksenli bir dünya düzeninin varliginda yasandi. Günümüz dünyasinin düzeni yok ve yeni bir dünya düzeni için amansiz bir savas var. Üçüncü Dünya Savasinin dayaticisi olan ABD baskanlari arasinda stratejik bir ayrilik olmaz. Obama, Bush’tan sadece devlet baskanligini degil, baskomutanligi da devralmistir. Bush Fransa ve Almanya ile çatisarak Irak’i isgal ederken, Obama Fransa ile anlasarak Libya’yi isgal etmistir. Fark varsa buradadir. Üçüncü Dünya Savasinin bir önemli özelligi de kaygan bir zeminde sürüyor olmasi ve savasan taraflarin netlikten uzak olmasidir. Bu savasta aktörlerin saf ve yer degistirmesi sik rastlanan bir durumdur. ABD’nin Irak müdahalesine isgal diyen ve BM’den bu yönde karar aldirtan Almanya ve Fransa 6 ay sonra ABD kuvvetlerini BM semsiyesi altina almaktan çekinmediler.



Irak’in kuzeyi ile güneyi arasinda süren savas bir iç iktidar mücadelesidir ve çatisan taraflara Irak’in bütünlügü içinde uzlasma önerisi bence gerekli degilse de anlasilirdir. Bagdat yönetimi ile Ortagüney Kürdistan arasindaki çatisma ve anlasmazlik ise iç iktidar meselesi degildir. Kürd halkina Irak’in birliginin dayatilmasi kolonyalist bir eylemdir. Kürdistani siyasi güçlerin Irak’in birligini savunmak gibi bir görevleri yoktur. Irak parçalanmasin demek saçmaliktir, Irak zaten parçalidir ve 90 yildir bu parçali durum bastirilmaya, sahte bir birlik korunmaya çalisilmaktadir. Bence Irak’ta ve benzeri tüm devletlerde yolun sonuna gelinmektedir. Kolonyalist sahte birliklerde israr etmekten vazgeçilmeli, iyi komsuluk iliskilerinin imkanlari aranmalidir. Kendi sinirlarini korumaktan aciz Maliki’nin, Ortagüney Kürdistan sinirlarina gönderdigi Dicle Operasyon Birlikleri, geldikleri gibi geri dönmek durumunda kaldilar. Maliki’nin bundan ders almasi umut edilir.



Aso Zagrosi: Geçenlerde General David Petraeus yaptigi bir açiklamada eger Amerika hava saldirilariyla ISID’i vurursa “Sii milislerine hizmet eder” diyordu. Diger yandan ISID, Sünni mezhebi ideoloji olarak kullanan Arap irkçisi bir yapilanmadir. Eski Baasçilarin yogun bir sekilde bu hareketin içinde yer almasi bu gerçekligin açik bir ifadesidir. Bazi Kürd çevreleri “bu savas bizim savasimiz degildir” diyorlar. Eger ISID vb yapilar bölgede dikis tuttururlarsa Kürdistan ile dogrudan komsu olacaklar. Ayrica Sünni Araplar, Musul, Kerkük ve diger isgal altindaki Kürd bölgelerini kendi topraklari olarak görüyorlar. Yarin çikacak olacak çatismalarda Türkiye dahil bir dizi Arap ülkesi onlarin yaninda olacaktir. Kürdistan yönetimi yarinlari da düsünerek simdi nasil bir tavir takinabilir?



Fuat Önen: Irak’in güneyinde yasayan Araplarin çogunlugu Sünni Müslüman olsa da ISID’i Sünni bir hareket olarak tanimlamak dogru degildir. ISID Islam’in selefi yorumlarindan birini kendisine esas aldigini söyleyen bir siyasi harekettir. Siiler kadar Sünnileri de Müslüman saymayan bu örgüt, sosyal yasamin her alaninda irrasyonel bir tekçiligi dayatan totaliter, militer bir vaaza sahiptir. Marx’in “görünüs ile gerçek ayni olsaydi, bütün bilimler gereksiz olurdu” sözünü de hatirlayarak, Irak’ta yasanilanin bir mezhep çatismasi olarak gösterilmesine de görülmesine de itiraz etmek gerekir. Komsumuz Irak’ta birlikte yasama hukukunu olusturamamis iki kesimin savasi bizim savasimiz degildir. Ortagüney Kürdistan yönetiminin bu savasta taraf olmaktan kaçinmasi, siyaseten dogrudur. Bu dogruda durmak ise zordur. Çatisan her iki tarafta da Kürd halkinin ulus-ülke hakikatine düsman olanlarin önde olduklarini biliyoruz. Bu durumda dogruda durmanin ön sarti açik ulusal bir program etrafinda güçlü br ulusal birliktir. “Tartismali topraklarin” %80inde kontrolü saglayan Ortagüney Kürdistan yönetimi bunu hizla %100e çikarmali ve bu sinirlarda hükümranlik hakkini kimse ile tartismayacagini taraflara bildirmelidir. Üç federal bölgeli Irak’in çözüm olamayacagi anlasilmistir. Kalici çözümün bagimsizlik oldugunun bilinci ile reel-politik zorluklara karsi konfedere modeller üzerinde tartisilabilinir. Bunun da ön sart  Ortagüney Kürdistan’da olusan de-facto devletin taraflarca kabul edilmesidir.



Aso Zagrosi: Beyaz Saray son günlerde dogrudan Kürdistan Baskani Kek Mesud Barzani, Irak Sünni ve Sii yöneticileriyle iliskiye geçerek „teröre karsi ortak mücadele“ ve „Bagdat yönetimini Sii, Sünni ve Kürd ekseninde“ yeniden yapilanmasini istiyor. Eger Kürdler Amerika’nin bu istemini kabul etseler hangi taleplerle Bagdat’ta gitmeliler?



Fuat Önen: Savas siyasetin siddet araçlari ile sürdürülmesidir ve dünyada da bölgede de sürdürülen savas iktidar mücadelesidir ve siyasidir. Teröre karsi mücadele etmek argümani bu savasin özünü örtme çabasidir. Kürdlerin ISID’e karsi mücadeleleri teröre karsi mücadele sayilacaksa, Maliki’nin Dicle Operasyon Birliklerine karsi verdikleri mücadele de öyle sayilmalidir. Kuzeybati, Dogu ve Güneybati Kürdistan’da isgale karsi verdikleri mücadele de. Orta güney Kürdistan yönetiminin görevi o parçadan baslayarak Kürdistan’in yeniden yapilanmasini saglamaktir. ABD’nin dayatmasi ve diger reel-politik zorluklar nedeni ile Irak ile bir arada kalinmasi gerektigi düsünülüyorsa Ortagüney Kürdistan ile Irak arasinda federal degil konfederal bir model önerilmelidir.



Aso Zagrosi: Güney Kürdistan yöneticileri sik sik Kürdistan’in bagimsizligindan söz ediyorlar. Son dönemlerde Irak Ordusunun ISID güçlerinin karsisinda aldigi yenilgilerden sonra bosaltigi Kerkük vb yerlere Pêsmerge güçleri yerlesti. Niçin Pêsmerge güçleri Hemrin’den baslayarak tüm Kürdistani bölgeleri denetim altina almiyor? Yoksa Güney Kürdleri yeniden Irak Anayasasinin tatbikini mi bekleyecekler?



Fuat Önen: Ulusal kurtulus mücadelelerinin olagan hedefi bagimsizliktir. Kürdistanli yöneticilerin ya da yurtsever siyasetçilerinin Kürdistan’in bagimsizligindan söz etmelerinden daha dogal ne olabilir ki?



Mesud Barzani tartismali topraklarda kontrolü ele almakla Irak Anayasasinin 140. maddesini fiilen uyguladiklarini belirtti. Bu tutum dogrudur ve bundan geri adim atilmamalidir. Ortagüney Kürdistan’in siyasi aktörleri Irak Anayasasinin tatbikini beklememeli, birlikte kalacaklarsa yeni bir konfederal anayasa önermelidirler.



Aso Zagrosi: Türkiye ile bir dizi ekonomik, siyasi ve kültürel iliskiler içinde olan Güney Kürdistan yönetimi Bagimsiz Kürdistan’i ilan edebilir mi? Böyle bir durumda Kuzey Kürdlerine hiç bir hak tanimayan Türkiye Güney Kürdlerin bagimsizligina karsi tavri ne olur? Geçenlerde Kürdistan Basbakani Neçirvan Barzani’nin basinda bulundugu bir KDP ve YNK delagasyonu Iran yetkilileriyle görüstü. Iran yetkilileri tüm görüsme boyunca “Kürd-Sii Ittifakini” islediler. Acaba günümüzde Ikinci Çaldiran mümkün mü? Eger mümkün ise somut olarak Kürd güçleri nasil hareket edecekler?



Fuat Önen: Kürdistan’in bagimsizligi önündeki en büyük engelin TC oldugunu düsünenler, Ortagüney Kürdistan yönetiminin daha dogrusu KDP yönetiminin TC ile gelistirdigi yogun ekonomik, siyasi iliskileri kaygi ile izlemektedirler, izliyoruz. Bu iliskilerin bagimsizlik mücadelesini kolaylastirmayip zorlastirdigini düsünüyorum. Ortagüney Kürdistan’daki diger siyasi aktörlerin ve bu arada PKK’nin Iran-Suriye eksenine yakin durmalari da ayni sekilde kaygi vericidir. Iran ekseninde Kürd-Sii ittifaki da Türkiye ekseninde Kürd-Sünni ittifaki da sorunludur. Bu eksenlerde yapilacak manevralarin bagimsizlik mücadelesine katki sunmasinin ön sarti parça düzeyli ve parçalar arasi ulusal birliktir. Ikinci bir Çaldiran tehlikesini düsündürten de siyasal aktörlerimizin ulusal brlikten yoksun ve bazen de birbirine karsi bu tarz manevralara girismeleri ve komsu isgalci devletlerin siyasal aktörlerimiz üzerindeki manipülasyon güçleridir. 150 yillik ulusal kurtulus deneyimini arkalayan siyasal aktörlerimizin bu tehlikenin farkinda olduklarini varsayiyor ve bu nedenle ikinci bir Çaldiran vakasini yasamayacagimizi umud ediyorum.



Aso Zagrosi: ISID de facto sinirlari ortadan kaldirirken Kürdler hala kendi aralarinda duvar/sinir/hendekler örüyorlar. Güney Kürdistan kazanimlari tüm dünya Kürdleri için Sykes-picot-Antlasmasini çöpe atmak için tarihsel bir imkan sagladi. PKK, Güney Kürdistan Hükümeti ve parlamentosu olustugu zaman hemen karsisina „Botan ve Behdinan Savas Hükümetini“ çikardi. Bugün ise Bati Kürdistan’da „Kanton „ ile Kürdlerin karsisina çikiyor. Bu girisimleri nasil yorumluyorsunuz?



Fuat Önen: Yukarida da belirttigim gibi Kürdler bu isgalci sinirlari ISID’den önce de yok saymislardir. Günümüzde bunlari tarihin çöplügüne atma imkani dünden daha fazladir. Ve Kürdistani siyaset bu imkani gerçege dönüstürmekle yükümlüdür. Her dis mücadele bünyesinde bir iç mücadele barindirir. Disarinin içimizdeki operasyonuna dönüsmedigi ve ulusal kurtulus hedefinin önüne geçmedigi müddetçe, iç iktidar mücadelesini olagan karsilamak gerekir. Maalesef ulusal kurtulus mücadelesinde kahredici jeopolitigimizin de etkisi ile bu iki mücadele arasindaki dengeyi saglamaktan hala uzak duruyoruz.



Dünyanin hiçbir yerinde özünde toprak ve iktidar meselesi olan ulusal meselelerin kantonal bir çözümü yoktur. Bu daha çok farkli özelliklere sahip cografik bölgelere sahip devletler içinde bir idari düzenleme modelidir. Güneybati Kürdistan’da da PKK-PYD-YPG cephesinin Suriye yönetimi ile açik-zimni iliski içinde buldugu kantonal model çözüm olmayacaktir. Bununla beraber kantonlar üzerinden de olsa Güneybati Kürdistan’in sinirlarinin görünür hale gelmesi ve ISID-NASRA cephesinin buraya sizmasinin önlenmesi olumludur. Sinirlarin, sabah aksam sinir istemiyoruz diyen siyasi gruplarca, görünür hale getirilmesinin de ayrica düsündürücü oldugunu düsünüyorum.



“Zamanin ruhu” Kürdleri devletlesmeye davet ederken bu daveti kanton, otonomi, federasyon modelleri ile örtmeye çalismak Kürdistani siyasetin ve siyasi gruplarin isi degildir.



Aso Zagrosi: Güney Kürdistan yönetimi Arap güçleriyle çatismalar içine girerse yada Bagimsiz Kürdistan’i ilan ederse Kürdistan’in diger parçalardaki ve diasporadaki Kürdler somut olarak ne yapabilirler?



Fuat Önen: Ortagüney Kürdistan yönetimi ‘Araplarla’ (Maliki, ISID vs.) çatisma içindedir ve bu çatismanin derinlesme ihtimali yüksektir. Nerede olursa olsun her Kürdistanli bu çatismayi kendi çatismasi olarak görmeli, ilan edilecek bagimsizligi da kendi bagimsizligi olarak görmelidir. Böyle görüp böyle his eden her Kürdistanli ne yapmasi gerektigini anlamakta zorluk çekmeyecektir.



Aso Zagrosi: Sorularima cevap verdiginiz için tesekkür.



Fuat Önen: sorularina yanit olacak seyler söyledigim umudu ile ben tesekkür ediyorum…























































 

Posted in: tirki

Comments

There are currently no comments, be the first to post one!

Post Comment

Name (required)

Email (required)

Website

BİR AHLAKSIZ TEKLİF: EŞİT VATANDAŞLIK
Fuat Önen
BİR AHLAKSIZ TEKLİF: EŞİT VATANDAŞLIK
Îşgalciler bize al vatandaşlığı ver vatanını diyorlar. Demirtaşın kürtler daha ne yapsın size vatanlarını verdiler sözünü bu çerçevede anlamak lazım. Bu işgalciliğe tesllim olmak anlamındadır. 100 yıllık bu işgalci proje zaman zaman eşit vatandaşlık,...
Hejmara şirova (0)   Lê nerin (2293)


KOLEKTİF LİDERLİKTE, LİDER OLMAMALI MI?
Fuat Önen
KOLEKTİF LİDERLİKTE, LİDER OLMAMALI MI?
Bizim klasik literatürümüzde, üstte dava vardır, bu davayı gerçekleştirmek için, örgüte ihtiyaç vardır. Örgüt ikinci sıradadır. Bu örgütü yönetmek, sürdürmek için kadrolara ihtiyaç vardır. Bu kadrolar arasında biri, bu işe daha yeteneklidir. Dolayısı...
Hejmara şirova (0)   Lê nerin (2224)


BİREY – TOPLUM İLİŞKİSİ ve KOLEKTİF ÖNDERLİK MESELESİ
Fuat Önen
BİREY – TOPLUM İLİŞKİSİ ve KOLEKTİF ÖNDERLİK MESELESİ
Kuzey Suriye, Batı Kürdistan değildir. Kuzey Suriye, Sünni-Arap coğrafyasıdır ve bizim güneyimizdedir. Batı Kürdistan’ın güneyindedir ama Suriye’nin kuzeyidir. Önce orda teritoryal meselenin açıklığa kavuşturulması lazım. PYNK ile ENKS&rs...
Hejmara şirova (0)   Lê nerin (2124)


ULUSAL BAĞIMSIZLIK STRATEJİSİ ve DEMOKRASİ
Fuat Önen
ULUSAL BAĞIMSIZLIK STRATEJİSİ ve DEMOKRASİ
Devlet, Kürdistan için Kürdistanlıların birlikte yaşama hukukunun cisimleşmesi anlamına geliyor. Devlet Kürdistan için, Kürt toplumunun normalleşmesi anlamına geliyor. Biz anormal bir toplumuz. Bu anlamda birçoğumuzun kişiliği hastalıklı, çünkü çocuk...
Hejmara şirova (0)   Lê nerin (2111)


NİYE BAĞIMSIZLIKÇILIK, NİYE AYRILIKÇILIK?
Fuat Önen
NİYE BAĞIMSIZLIKÇILIK, NİYE AYRILIKÇILIK?
Şimdi siyasal temsiliyet nasıl olacaktır?  Bakın dünyanın hiçbir yerinde, hiçbir işgalci güç, hiçbir sömürgeci, hiçbir emperyalist durduk yerde senin siyasal temsiliyetini kabul etmez. Sen bunu kabul ettireceksin. Kürdistanî siyaset bunu kabul ...
Hejmara şirova (0)   Lê nerin (1886)


GÜÇ BİRLİĞİ ve GÜÇ BİRLİĞİ’NİN GÜNEY KÜRDİSTAN’DAKİ TEMASLARI
Fuat Önen
GÜÇ BİRLİĞİ ve GÜÇ BİRLİĞİ’NİN GÜNEY KÜRDİSTAN’DAKİ TEMASLARI
Siyaset bir temas meselesidir, eğer Batı Kürdistan ile ilgili bir girişimde bulunacaksak, önce Batı Kürdistanlılarla temas edelim. Böyle bir öneride bulundum ve dedim ki Batı Kürdistan’da 42-43 parti var. 15 tanesi ENKS’de, 25 tanesi PYNK...
Hejmara şirova (0)   Lê nerin (3759)


AYRILIKÇILIK, BAĞIMSIZLIKÇILIK - KÜRDİSTANİ SİYASET TARZI
Fuat Önen
AYRILIKÇILIK, BAĞIMSIZLIKÇILIK - KÜRDİSTANİ SİYASET TARZI
Yani kısaca şunu söyleyeyim, halk savaşı işte kırlardan kentlere gerilla mücadelesi, güneydeki peşmerge savaşı da budur. Şimdi bu bir köy toplumu gerektirir. Eğer sizin köylü nüfusunuz, %75’ten %25’e düşmüşse, siz hangi toplumsal realitey...
Hejmara şirova (0)   Lê nerin (1868)


AYRILIKÇILIK VE BAĞIMSIZLIKÇILIK
Fuat Önen
AYRILIKÇILIK VE BAĞIMSIZLIKÇILIK
Bu yüzyıllık dönem içinde, bu devlet hiçbir zaman Kürdistan meselesinin eşit haklılık, adalet üzerinden çözümlemek için hiçbir projeye sahip olmamıştır. Yapılanların hepsi, işgalciliği yeni formlarda sürdürme çabasıdır. Bugün eğer “Kürtler vard...
Hejmara şirova (0)   Lê nerin (2023)


Türk Devlet Başkanı "kürt sorunu yoktur" demiş.
Fuat Önen
Türk Devlet Başkanı "kürt sorunu yoktur" demiş.
Türk Devlet Başkanı "kürt sorunu yoktur" demiş. Sosyal medyada buna dönük tepkiler yoğunlaştı. Kürt sorunu vardır diyen arkadaşlar bu açıklamaya kızmışlar. Dikkat edilirse kızgın arkadarkadaşların çoğu 2005 yılında Erdoğanın "kurt soru...
Hejmara şirova (0)   Lê nerin (1584)


Kürt siyasetinde egemen siyaset tarzı
Fuat Önen
Kürt siyasetinde egemen siyaset tarzı
Kürdistan da bağımsızlıkçılık görünür değildir. Kuzey Batı Kürdistan’da da bu böyledir, Kürdistan’ın diğer parçalarında da bu böyledir. Yalnız şuna dikkat etmenizi isteyeceğim, son bir-iki yılda özellikle Orta Güney Kürdistan’da cid...
Hejmara şirova (0)   Lê nerin (1994)


Page 1 of 9First   Previous   [1]  2  3  4  5  6  7  8  9  Next   Last   
123movies